Aşı hastalık yapma ihtimalleri yüksek olan bakteri veya virüslerin zararsız hale getirilmesi ya da bakterilerin zehirli toksinlerinin zararsız hale getirilmesi ile elde edilmiş biyololojik maddelerdir. Yani aşı; vücumuza girmesiyle bizi hasta etme olasılığı yüksek olan mikropların henüz bize ulaşmadan vücumuzda ki savunma sistemleri tarafından tanınmasını ve o mikropla mücadele edebilmesi için gerekli hazırlıkları yapmasını sağlar. Bu kazanımı elde edebilmek için mikrobun cansız halini, mikroptan bir parçayı ya da mikrobun hastalık yapamayacak kadar zayıflatılmış canlı halini aşı yapmak suretiyle vücumuza tanıtırız.
Kimlere Aşı Yapmalıyız?
Hastalık etkeni olan mikropları tamamen yok etmek mümkün değildir. Bu nedenle mikropların hasta ettikleri risk gruplarını belirlemek ve hastalık ortaya çıkmadan önce aşılamın yapılmasını sağlamak gereklidir. Genel olarak hastalık açısından riskli dönemler bağışıklık sistemimizin henüz tam gelişmediği bebeklik-çocukluk dönemi ile bağışıklık sistemimizin zayıflamaya başladığı yaşlılık dönemidir. Elbette istisnai olarak yapılan meslek dolayısıyla ya da geçirdiği hastalık dolayısıyla risk grubunda olan ve aşılanması gerekenlerin de olduğunu unutmamak gerekir.
Gebelik döneminde bebeği de korumak amacıyla yapılmaya başlanan aşılar bebeğin doğumundan, 8. sınıfta yapılan son aşıya kadar devam eder. Bebeğin doğmasıyla ilk aşısı yapılır 8. sınıfta son aşısı yapılarak rutin aşılaması tamamlanmış olur . Ülkemizde uygulanmakta olan Ulusal Aşılama Takviminde 10 çeşit aşı bulunmaktadır.Ulusal Aşılama Takviminde bulunan aşılar bütün vatandaşlarımıza ücretsiz olarak yapılmaktadır. Bunun yanı sıra risk grubu bağışıklaması da yapılmaktadır.
Covid-19’dan koruyan aşı var mıdır?
Covid-19 yeni tanımlanan bir virüs çeşidir. Diğer bir ifadeyle bildiğimiz bir virüs mutasyon geçirerek bilmediğimiz bir hale dönüşmüştür. Bu yeni türe karşı dünyada henüz geliştirilmiş ya da onaylanmış bir aşı yoktur. Zaten bu virüsün dünyanın her yerinde hastalık yapmasının nedeni aşısının olmayışıdır. Bu mikroptan çok daha fazla yayılma hızına sahip mikropların hastalık yapmasını, dünyaya yayılmasını (pandemi yapmasını) aşı sayesinde önlüyoruz.
Zatürre aşısı ya da grip aşısı bizi Covid-19’dan korur mu?
Covid-19 aşısı maalesef henüz bulunamamıştır. Aşı çalışmaları hızla devam etmekle beraber zaman alan ve zor bir süreçtir. Bir aşının onay alabilmesi için faydalı etkilerinin olduğu kadar zararlı etkilerinin de olmadığının ispatlanması gereklidir. Uygulamada kullandığımız aşılar yıllar süren çalışmalar sonucunda kendini ispatlamış ve onay almış aşılardır. Pandemi döneminde bu süreçler her ne kadar hızlandırılmaya çalışılsa da güvenlikten taviz verilemeyeceği için zaman almaktadır.
Zatürre aşısı olarak bilinen pnömokok aşısı koronadan korumaz. Halihazırda şeker hastalığı, kalp hastalığı, akciğer hastalığı olanlara ya da hastalığı olmasa bile 65 yaş üstüne bu aşı yapılmaktadır. 65 yaş üstü ya da kronik hastalığı olan kişilerin zatürre mikrobuyla temas etmeleri durumunda bu hastalığı ağır geçirdikleri görüldüğünden aşı yapılması tavsiye edilmektedir. Korona özelinde ise pnömokok aşısının Covid-19 üzerinde bilinen hiç bir etkisi yoktur ama bu virüsün akciğer hasarı yaptığı biliniyor. Zaten hasarlanmış bir akciğerin üzerine yine hasar yapacak olan bir başka hastalığın eklenmesi ihtimalini önlemek amacıyla pnömokok aşısının yapılması uygun görülmektedir.
Grip aşısı olarak bilinen influenza aşısı da koronadan korumaz. Her yıl yaptırılmasını tavsiye ettiğimiz (özellikle risk gruplarına) grip aşısı bu yıl daha popüler hale gelmiştir. Grip aşısının yaşlılara (bağişıklık sistemlerinin zayıflamış olmasından dolayı) yapılmasının tavsiye edilmesinin nedeni hastalığı ağır geçirme ihtimalleridir. Bunu aşıyla önlemek mümkündür. Gebelere grip aşılarının yapılması tavsiye edilmektedir. Hem hassas bir dönemden geçen anneleri grip mikrobundan korumak hem de yeni doğan bebeği anneden geçen antikorlar sayesinde koruma altına almak için aşı tavsiye edilmektedir.
Pnömokok aşısı yıl içinde herhangi bir dönemde yapılabilirken influenza aşısının yapılma dönemleri vardır. İnfluenza aşısı etkisini aşı yapıldıktan ortalama 2 hafta sonra gösterir ve 6-8 ay koruyuculuğu vardır. Bu nedenle hastalığın en çok görüldüğü bahar-kış aylarında korunmak için aşının Ekim ve Kasım aylarında yapılması önerilmektedir.
Son olarak;
Aşı hastalıklardan korunmak için elimizde olan en değerli silah, en büyük güçtür.
Aşı yapılmasını talep eden risk grubunda olan kişilerin aşının yapılacağı sağlık kuruluşuna gitmeden önce bu sağlık kuruluşundan ne zaman başvurması gerektiği yönünde bilgi alması ve mutlaka randevu alarak başvurması gerekmektedir.
Henüz aşısı bulunamamış olan korona hastalığının kalabalıkları çok sevdiği unutulmamalıdır.
Dr. Harun Mesut ATMACAOĞLU
Şanlıurfa Aile Hekimleri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı