Değerli arkadaşlar;
Aile hekimliğinde sorunların son yıllarda giderek artması ve içinden çıkılmayacak hale gelmesi yetmezmiş gibi bir de her ilde ayrı ayrı yapılan aile hekimliği uygulamasına son sürat devam edilmektedir.
Bunun son örneği ise Çanakkale, Ağrı, Sivas ve İstanbul İl Müdürlüklerinin keyfi ve kişisel uygulamalarıyla bazı aile hekimi arkadaşlarımızın sözleşme yenilememesiyle ortaya çıkmıştır.
Peki soruyoruz; halkın hizmet alımı noktasında bu aile hekimi arkadaşlarımızın bir kusuru mu vardı? Yahut bu arkadaşlarımıza açılan bir soruşturma, kesilen bir ceza mı vardı? Tabii ki hayır!
Bu müdürlerin söylediği şey şudur: “Burada ben kimseyi takmam ve her şeye ben karar veririm!”
Tekrar soruyoruz; bu müdürlerin derdi halkın daha iyi hizmet alması mı? Aile hekimliği işlerinin daha düzgün yürümesi mi yoksa kendi egolarının tatmini mi?!
Eğer dertleri halkın daha iyi hizmet alması ya da işlerin daha düzgün yürümesi olsaydı, ilgili kişiler için yönetmelikler ve kanunlar çerçevesinde işlem başlatırlar, varsa bir eksiklik onun sonucuna göre işlem yaparlardı.
Ancak durum bundan çok daha farklıdır.
Bir İl Müdürü düşünün ki, elinde herhangi bir bilgi ya da belge olmadan, varsayımlar üzerine keyfi olarak tehditler savursun ve olmayan bir görevi üstüne basarak kötüye kullansın… Bu kabul edilebilir mi?
Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz; Türkiye bir hukuk devletiyse eğer, İl Sağlık Müdürleri makamlarında “Babalarının müdürlüğü” gibi davranmamalıdır.
Sayın Bakanlık yetkililerine onlarca yıldır iller arası farklı uygulamalar yapıldığı anlatılsa da duymazdan gelinmiştir. Ama insanların ekmekleriyle oynamaya, halka hizmet sunmalarına engel olmaya kimsenin gücü yetmedi ve yetmeyecektir.
İl Sağlık Müdürlükleri hiç kimsenin özel ego tatmin makamı olamaz! Bizler sivil toplum kuruluşları olarak özlük haklarımız konusunda geleceğimizle ilgili konularda sonuna kadar direneceğiz ve sonuna kadar bu hukuksuzluğa karşı dik duracağız.
Saygılarımla ŞUAHED Başkanı
Hacı Yusuf Eryazğan